27 Kasım 2008 Perşembe

Fevkalâde memnunum dünyaya geldiğime


Fevkalâde memnunum dünyaya geldiğime,
toprağını, aydınlığını, kavgasını ve ekmeğini seviyorum.
Kutrunun ölçüsünü santimine kadar bilmeme rağmen
ve meçhulüm değilken güneşin yanında oyuncaklığı
dünya, inanılmayacak kadar büyüktür benim için.
Dünyayı dolaşmak,
görmediğim balıkları, yemişleri, yıldızları görmek isterdim.
Halbuki ben
yalnız yazılarda ve resimlerde yaptım Avrupa yolculuğumu.
Mavi pulu Asya'da damgalanmış
                                              bir tek mektup bile almadım.
Ben ve bizim mahalle bakkalı
ikimiz de kuvvetle meçhulüz Amerika'da.
Fakat ne zarar,
Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride, her kilometrede dostum ve düşmanım var.
Dostlar ki bir kerre bile selâmlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz.
Ve düşmanlar ki kanıma susamışlar
                                               kanlarına susamışım.
Benim kuvvetim :
bu büyük dünyada yalnız olmamaklığımdır.
Dünya ve insanları yüreğimde sır
                                               ilmimde muamma değildirler.
Ben kurtarıp kellemi nida ve sual işaretlerinden,
büyük kavgada
                         açık ve endişesiz
                                                     girdim safıma.
Ve dışında bu safın
                            toprak ve sen
                                     bana kâfi gelmiyorsunuz.
Halbuki sen harikulâde güzelsin
                                     toprak sıcak ve güzeldir.

Nazım Hikmet

14 Kasım 2008 Cuma

Illusion


Eski bir sevdadan kurtulmuşum;

Artık bütün kadınlar güzel;

Gömleğim yeni,

Yıkanmışım,

Traş olmuşum;

Sulh olmus.

Bahar gelmiş.

Güneş açmış.

Sokağa çıkmışım, insanlar rahat;

Ben de rahatım.

Orhan Veli

9 Kasım 2008 Pazar

Eski kırık bardaklar


İşte bu ellerimle yalnızım bu inanmazsan bak
Bu saçlarımla bu iyi giyimlerimle paralarımla
Sen varsın ya sen çoğu kez yetmiyorsun
Uzakta mısın sen misin söylemiyorsun
Bakışın mı eksik dudakların mı anlamıyorum
O adamlar geliyor aklıma karanlık iri yarı
O gemiler ipleri yelkenleri dümenleri dökük
Unuttuğum kırlangıç kuşları kırık bardaklar
Bir ahşap evde taşlıkta yaz günleri bilmesem
Bir testiden soğuk soğuk sular sızdığını bilmesem
Güç dayanırım

Bu durum tek başıma beni suçlandırıyor
İşte gör sabah akşam başucumdayım

Bakın bu ikide birde bozulan güneş
Bu durup dururken sokan yılan
Bu kırık bardaklar çöplüklerde
Aşkın şiirin ölümün en kolayına gitmek
Caddeleri sevmediğim kadınlarda yitirdiğim
Biliyorum sebebini bir bir biliyorum
Öyle kolay kendisi kurtulması söylemesi öyle kolay
Kolaylığından sıkılıyorum
Kurtulmak elimden gelmiyor

Turgut uyar

YAY


Derinden sesler geliyor 

Durduramaz beni aşkın
Bekle geçinceye kadar 

Yayı daha germe 

Kıracaksın. 

Karanlıkta kımıldayan düşünceyi 

Göremez sendeki göz 

Örtülere büründüğüm şu anda 

Düşmüş senden kumaşlar 

Çıplaksın. 



Eser serin bir rüzgâr 

Sen çok sıcaksın 

Koptu senden ellerim, köprü yıkıldı 

Seni benim tarafa nasıl alabilirim 

Uzaksın.

Behçet Necatigil