skip to main |
skip to sidebar
elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telâş telâş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylül'se ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
Attila İlhan
Konuşulmayan konu, kapatılmayan kapı,
hapse giriyorsun, ama kapı açık,
eh, bu da bir adalet sağlamıyor,
iki tekrar işte, iki yılanın hikâyesi.
Tahrik etme, boş ver, şiddeti büyütme,
bırak şu meşenin altına uzanayım,
bırak palamut meşeyi terketmesin,
ihtimallerle insan mahkûm edilmesin.
Adalet olan yere kim sığınmaz ki,
madem unutacaksın, o zaman hatırlama,
kalp bu, iyisi de var, kötüsü de,
işte, ben her zaman buna inanıyorum.
Ahmet Güntan
Tokatlı diyorlar ya da bir atın başlangıcı
Eğilmiş, sakin, içkiler alıyor kalabalıktan
Şimdi o mor gözleri mor bir kadınla ilgili
Birazı namuslu iyi, birazı açıkça perişan
Ya da bir kadın bir kadını öper gibi
Hiçbir şey anlamıyor yaşamaktan.
Hiçbir şey anlamıyor diyelim anlamıyor
Ama bir yalnızlığı tamamlıyor durmadan
Askerler geziniyor, her yerde bu göz kahveleri
Ben bu gözlere Tokat'ta rastladımdı bir zaman
Hopalı biri vardı, hamalın biri
Daha hiç çıkmayacak karısının koynundan.
Bir kadeh olmalı ya da bir rakının başlangıcı
Ansızın bir göl Anadoludan
Bir yanda bir balıkçıl ne zaman istese ölür
Kocaman iz bırakır çılgınlığından
Sonra o adamlar ki çelimsiz, esmer, bıyıklı
Ve bütün gün sevişirler acılarıylan.
Tokatlı diyorlar ya da bir ekmeğin başlangıcı
Ezilmiş, sakin, onca bir yoksulluğu ödüyor durmadan
Bu kimin evreni, bu saçına bir el atma saatlerinde
Bu kim ki ölüyor, Tokatta ölüyor her zaman
Ya da bir erkek bir erkeği öper gibi
Hiçbir şey anlamamış yaşamaktan.
Edip Cansever